üniversite kursu ankara






adımını sıklaştırmak deyimi


Daha küçük ama çabuk adım atarak yürümek, hızlı yürümek.

Örnek : Yağmur başlayınca adımlarını sıklaştırdı.










Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

Daha küçük ama çabuk adım atarak yürümek, hızlı yürümek.

Örnek : Yağmur başlayınca adımlarını sıklaştırdı.

kişileri birbirine düşürmek, arabozanlık etmek. örnek: Anlatılmaz biri o, atla arpayı dalaştırır.

hemen ve beklenmedik, ters bir karşılık vermek.

(1) devrilmek. (2) çok karışmak, karmakarışık olmak. örnek: Fırtınada köyün altı üstüne geldi.

(1) her yönü, karışık ayrıntıları, örnek: Bu işin girdisini çıktısını ancak o bilir. (2) harcananı ve elde edileni, gider ve geliri, örnek: Dükkânın girdisi çıktısıyla yürütülmesi ona düştü.

elinde çok iş bulunmak, elinde çok iş bulunduğu için küçük işlere zaman ayıramamak, işlerinin yoğunluğu dolayısıyla çok sıkışık durumda bulunmak.

senden gördüğüm yarar, bu yüzden uğradığım zarara değmedi; yaptığın iyilik senin olsun anlamında kullanılır.

her zaman bulundurmak, örnek: Evde kahvesini eksik etmemekteydik.

gücünün yetemeyeceği, etkili olamayacağı işlere el atmak, onları yapmaya çalışmak. örnek: Böyle başından büyük işlere karışırsan, arada kalır ezilirsin.

(1) içkili, sarhoş. örnek: Biraz başı dumanlıydı, o yüzden neşeliydi. (2) sevdalı, âşık. örnek: Bugünlerde onun başı dumanlı, kusuruna bakılmaz.

aradan zaman geçerek işin önemi azalmak. örnek: Arası soğursa iş kalır.

hepsi tükendi, gereken harcamalar yapılıp geriye bir şey kalmadı, eldekiler bitti. örnek: Birkaç kuruşum vardı, arsaya yatırdım, şimdi el elde baş başta; zor geçiniyoruz.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.